Yaz geldi, hatta hızla geçiyor 🙂 Eğer hala tatile çıkmayanlar varsa sizlere çocukla deniz tatili için özellikle İstanbul’dan bir kaçış rotası önermek istiyorum. Bu yazıda çoğu insanın hiç duymadığı, duyanların da hakkında çok az şey bildiği keşfedilmemiş bir cennet olan, Balıkesir iline bağlı Marmara Adası’ndan bahsedeceğim.
Tatil yeri seçim sürecine öncelikle “çocuklu deniz tatili” için gereksinimleri oluşturmakla başladım. Gidilecek bölge ve tesis aşağıdaki özelliklere sahip olmalıydı :
- İstanbul’a yakın olması ve kolay ulaşılabilmesi
- Küçük ve şirin bir yer olması, turist akınına uğramaması
- Havasının üşütmemesi ve aynı zamanda sıcaktan bunaltmaması
- Denizin tertemiz olması
- Bölge esnafının ve insanının düzgün olması
- Ultra her şey dahil bir tesis olmaması, mümkünse butik otel olması
- Fiyat / performans oranının yüksek olması
- Akşam yemekleri için alternatif mekanlara yürüme mesafesinde olması
- Oda – deniz arası mesafenin kısa olması
- Tesisin havuzunun bulunmaması
Neye ihtiyacınız olduğunu bilince, doğru yeri bulmanız da bir o kadar kolaylaşıyor. Bu sayede çok fazla sayıda alternatifi doğrudan eleyerek seçim sürecine başlamış oluyorsunuz.
Peki neden Marmara Adası’nda tatil yapmalısınız? Yukarıda yazdığım özelliklern tümüne sahip olmakla birlikte, aşağıdaki güzelliklere de sahip :
- Ulaşım çok kolay. İstanbul’dan (Yenikapı ve Bostancı kalkışla) İDO hızlı feribot; Tekirdağ ve Erdek’ten ise arabalı vapur ile yaklaşık 2,5 saatte ulaşım mümkün. Bodrum’a 13 saatte giden arkadaşları görünce bu bulunmaz bir nimet.
- Adada bulunan mermer ocakları nedeniyle dünya üzerinde nem bulunmayan iki adadan biri. Dolayısıyla terleme minimum seviyelerde.
- Marmara Denizi’nde bulabileceğiniz en güzel ve hatta Akdeniz ile yarışabilecek bir denize sahip.
- Merkezde küçük fakat her şeyi bulabileceğiniz bir çarşısı var.
- Kalabalık ve çok turist çeken bir yer değil, dinlenmek için biçilmiş kaftan.
Marmara Adası’nda nerede kalmalı?
Zaten küçük olan adada, denize yakın ve tesis bulunan iki bölge öne çıkıyor : merkez ve Çınarlı Köyü. Eğer arabayla gitmediyseniz, Çınarlı’ya merkezden kalkan minibüsler var. Burada merkezin imkanlarını bulamayacağınız için tavsiye etmiyorum. İlla ki burada kalacağım derseniz, tercihiniz Dostlar Pansiyon’dan yana olmalı. Benin önerim merkezde kendi plajı olan bir tesiste kalmanız. Çarşının tam içinde birkaç motel var, fakat bunlar ne yazık ki plaja uzaklar. İki yıldır misafirleri olduğumuz Mola Otel‘i incelemenizi tavsiye ederim. Memnun kalacağınız, tertemiz küçük şirin bir tesis. Ek olarak bir arkadaşımın önerdiği fakat hiç kalmadığım Yelkovan Ada Evleri‘ni de inceleyebilirsiniz.
Peki Marmara Adası’nda vakit nasıl geçer?
Malum deniz tatili, sabah otelinizde deniz manzaralı kahvaltınızı yaptıktan sonra plaja inip gün batımına yakın saatlere kadar burada vakit geçiriyorsunuz 🙂 Bu esnada kano veya deniz bisikleti ile yakınlardaki minik koyları keşfetmeyi unutmayın.
Akşam yemeğinizi otelde alabileceğiniz gibi, 5 dk yürüme mesafesinde bulunan çarşıdaki restoranları da değerlendirebilirsiniz. Alternatifler var, fakat ben maceraya girmemeniz için nokta atışı iki yer önereceğim: içkiyle aranız yoksa Özlem Et Lokantası, içerim diyorsanız Erhan Balık Restoranı. Merak etmeyin, adada genel olarak her şeyi çok uygun fiyata bulabileceksiniz.
Yemek sonrasında İDO iskelesinin hemen yanındaki Ada Tadım Dondurma’ya uğramak tatil süreniz boyunca bir ritüel haline gelecek 🙂 Dondurmadan sonra ise sahil boyunca yan yana dizilmiş çay bahçelerinde oturup çay – kahve ve özellikle koruk içebilirsiniz. Koruk ekşi üzüm suyu oluyor ve bu tarz şeyleri seviyorsanız bence bayılacaksınız. Sahil boyunca toplam 5-6 adet çay bahçesi var, editörün seçimi ise güler yüz ve koruk tadı farkıyla Yakamoz Aile Çay Bahçesi’nden yana. Öncesinde çay bahçelerinin hemen karşısındaki Can Pastanesi’nden saat başı sıcacık çıkan unlu mamul ve tatlılardan almayı opsiyonel bir aktivite olarak öneriyorum 🙂
Dönmeden önce İDO iskelesinin hemen yanında bulunan Ayşe Teyze’nin Yeri’nden ada çayı, ıhlamur ve karadut şurubu başta olmak üzere bir çok doğal ürünü almayı unutmayın.
Son olarak da, Tekirdağ istikametine çalışan Seyhan 4 gemisinin adadan ayrılırken bir gelenek olarak çaldığı ve sahilde duyan herkesin el salladığı Barış Manço – Müsadenizle Çocuklar (el salla, kol salla) şarkısını duyduğunuzda siz de el sallamayı ihmal etmeyin 🙂
Birkaç fotoğraf ekleyerek yazımı burada sonlandırıyorum. Sevgiyle kalın..
Son yorumlar