Televizyonun çocuklar için ne kadar zararlı olduğunu tüm anne-babalar bilirler. Özellikle bebeklik döneminde, üç boyut algısının oluşmasını olumsuz yönde etkileyecek kadar büyük yan etkileri olabiliyor. Tabii bu bahsettiğim, yayın içeriğinin masum olması durumunda oluşacak en az etkiye sahip ihtimal. Bir de çocuğun psikolojisini direkt veya doğrudan etkileyebilecek yayınlar olabileceğini düşünürsek, çocuklarımızı televizyonun yanına yaklaştırmak bile büyük bir risk taşıyor.
Tabii gerçek hayatta işler değişiyor ve istemesek de çocuklarımızı bu zararlı canavarın kollarına bırakıyoruz, çünkü genellikle izleteceğimiz çizgi filmin zararsız olduğunu düşünüyoruz.
Eğer bu düşünceye sahipseniz, büyük bir yanılgı içerisinde olduğunuzu üzülerek söylemek zorundayım. Aslında diğer tüm televizyon yayınlarında olduğu gibi, çizgi filmlerde de çocuklarımızın bilinç altına ulaşıp ve psikolojileri üzerinde kalıcı zararlar verebilecekleri bazı yöntemler uygulanıyor :
1- Şiddet içeren yayınlar
Özellikle yabancı çizgi film kanallarında sıkça karşılaştığımız, birbiriyle sürekli kavga halinde olan ne idüğü belirsiz karanlık karakterleri barındıran yapıtlardan bahsediyorum. Hepsi adeta şiddet duygusunun çocukta oluşması için yapılmış ve masumluktan çok uzaktalar.
Bu tipte çizgi filmlere, RTÜK kara listesinden birkaç örnek olarak : Power Rangers, Ninja Kaplumbağalar, Batman, He-Man ve Pokemon verilebilir.
2- Farklı kültürleri empoze eden yayınlar
Bu çizgi filmler, ilk bakışta şiddet içerenler gibi zararlı görünmese de, işledikleri konular ve konunun yaşandığı çevre vasıtasıyla, çocuğun ait olmadığı ve ebeveynleri tarafından istenmeyen sosyokültürel mesajları empoze ediyorlar. Örnek olarak; Türk aile yapısına aykırı yaşamlar, farklı dinlerin sempatik gösterilmesi, ben merkezciliğin özendirilmesi gibi konuları verebiliriz.
Bu tipteki yayınlara örnek olarak, Caillou ile ilgili yazılan ve internette kolayca bulabileceğiniz yazıları okumanızı tavsiye ederim.
3- Gizlenmiş görseller
Bu teknik, ne yazık ki ağırlıklı olarak cinsellikle ilgili doğrudan mesajları veya çağrışım yapan öğeleri çocukların bilinçaltına yerleştirmek için kullanılıyor. Bu öğeler çoğu zaman yayın esnasında göz tarafından farkedilmese de, beyin algılıyor ve bilinç altımızda kayıt altına alınıyor. Böylece küçük yaştan itibaren çocuğun zihnine işlenerek, cinsellik olgusunun sıradan hale getirilmesi sağlanıyor.
Bulabildiğim ve sitede yayınlamaya uygun olan birkaç örnek :
4- Yirmi beşinci kare tekniği
Bir çizgi film (daha doğrusu tüm TV yayınları), saniyede 24 fotoğrafın ard arda hızlı bir şekilde sıralanması ile oluşur (24 fps : 24 frame per second). Bu karelerin hepsi, sadece bir saniyelik görüntüyü bize izletmek için sıralanır. Uzun yıllardır uygulanan 25. kare tekniğinde, izleyiciye verilmek istenen herhangi bir görsel veya metin mesajı, saniye başına izletilen 24 karenin sonuna eklenen ek bir kare vasıtasıyla ulaştırılır. Bu yeni kare, göz tarafından görülemez fakat beyin tarafından algılanır.
En zararsız haliyle reklamcılar tarafından kullanılan bu teknik, çizgi filmlerde ise çocuklarımızın bilinç altına istenilen mesajları vermekte de sıklıkla kullanılıyor. Bu konuyla ilgili ne yazık ki örnek sağlayamıyorum, zira diğer tekniklerde olduğu gibi videoyu durdurarak gözle ayırt edilebilmesi mümkün değil. Videoların özel tekniklerle incelenerek tespit edilmesi gerekiyor.
Konunun daha net anlaşışması için, bulabildiğim şu videoyu izlemenizde fayda var :
Sonuç :
Öncelikle gerçekten çok zor durumda değilseniz, çocuklarınızı televizyondan uzak tutun, zor durumda kaldığınızda ise seçici olmayı ihmal etmeyin. Biz, TRT Çocuk ve Yumurcak TV dışında hiç bir çizgi film kanalını Mert’e izletmiyor, bunlarda bile izleteceğimiz yayınların mutlaka yerli yapım olmasına dikkat ediyoruz (örneğin Niloya, Rafadan Tayfa, Pepee, Keloğlan gibi hem yerli hem de Türk aile yapısına ve kültürüne uygun yapıtlar).
Son yorumlar